Social Icons

4 Aralık 2015 Cuma

Kasım 2015 KAFA


    Kafa Dergisi tıpkı sloganındaki gibi "bi dünya". Her telden insan var. Benim beğenip takip ettiğim kişilerin başında İsmail Saymaz, İlber Ortaylı, Can Dündar, Emrah Serbes ve Metin Uca var.

  Kafa'nın 2015 Kasım sayısını değerlendirecek olursam ilk sayfada Özgür Amed var. Gerçekten Türkiye'de "Niye okuyorsun lan" söylemi içinde bir grup var. Okumanın boşa olduğunu hatta kafa çelici olduğunu düşünenler var. Kendi başından geçen olaylarla bu gruptan bahsetmiş.

  İlber Ortaylı'nın bilgi verici yazılarını okumak harika. Bu yazısında diktatörlüğe yeni başlayanlara güzel bir yazı yazmış. Kim diktatör kim değil ve kim diktatörlük yolunda olduğunu anlatan yazısında geçmişe ve dolayısıyla geleceğe ışık tuttuğunu düşünüyorum.

  Metin Uca'nın yazısı bize o kadar yakın bir durumu anlatıyor ki sanki olaylar yanı başımızda geçiyor gibi. Üstelik anlattığı kişi Romanya'nın sözüm ona Komünist Partili, suni ve abartı bir saygı duyulan, Romanya'nın başkentinde o gösterişli sarayında oturan Nikolay Çaan vuşesku. Sonu kendi açısında kötü biten bir diktatör. Gerçi sonu kötü bitmeyen diktatör mü var ?

  Nihat Sırdar!ın belediye otobüsü ile maceralarını anlattığı yazısında kendimi buldum :) . İstanbul'da yaşamamış olsamda otobüslerle benim de onun kadar içli dışlı bir hayatım var. E malum şuana kadar hep öğrenciydim.

  Can Dündar en sevdiğim sanatçılardan biri; Ahmet Kaya'yı anlatıyor. Gülten Kaya'da yazısında onu anlatıyor. Belgesellerini izleye izleye iyice öğrendiğimiz, anlatmakla bitmez güzel insan Ahmet Kaya'nın kamera arkası görüntülerini izler gibi olduğum bir yazı olmuş. Özellikle suçsuz yere hapise atılmış Can Dündar'ın(Aralık 2015) bu yazısını okumanızı tavsiye ederim.

 İsmail Saymaz Diyafon adlı yazısında askerliğin insan üzerindeki etkisini göstermiş. Hayatını tamamen değiştiren bir etki. -Gelde şu günlerde "saray askerliği" yap işte !

  Dergide reklamlara değinmek istiyorum. Evet reklamlarıda okudum :) Ford'un reklamı o kadar saçma geldiki ve o kadar yapmacık bir reklam ki.. Cafe Crown ona göre daha iyi olmuş.

  Armağan Çağlayan Ankaralı Namıktan bahsetmiş. Ünlü olmayı düşünen varsa bir okusun derim.

  Erhan Karadağ Elma yazısında az da olsa örtüşen olaylarla sanki beni anlatmış. Ah bizim şu elma bahçemiz yok mu..

  Benim beğendiğim yazılar bunlar fakat diğer yazılarda okumaya değer olduğunu düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
 
Blogger Templates