ersinbal'ın kişisel bloğu: Dan Brown Cehennem

Daha önce Dan Brown'un Melekler ve Şeytanlar, Dijital Kale, Da Vinci Şifresi, Kayıp Sembol kitaplarını okumuştum. Kitabın kahramanı simge bilim profesörü olan Robert Longdon'un başından geçen ve her biri dünyayı kurtarmak ile sonuçlanan kitaplar gerçekten akıcı, öğretici, heyecan verici ve bir bir gezi yazısı tarzında polisiye romanlar.

Bu sefer 203 yılında piyasa çıkan Cehennemi okudum. Kendini bir hastanede bulan kahramanımız Langdon Floransa'da olduğunu öğrenecek. Öğrenecek diyorum çünkü hafıza kaybı yaşamaktadır. Kitapta Dante'nin İlahi Komedya'sı ile şekillenen olaylarla Langdon ile birlikte bir Floransa turu yapıp, müzeleri, tarihi yerleri gezdikten sonra Venedik'e gidip heyecanlı dakikalar yaşayacaksınız. Ve tabiki bizim için en önemli yere en son gidilecek : İstanbul. İstanbul'da Ayasofya'da başlayan ve Yerebatan Sarnıcı'nda devam eden heyecanlı olaylar ile kitap son bulacak.

Simge Bilim meraklılarına, polisiye romam meraklılarına, mimari meraklılara(ki bu benim daha çok dikkatimi çekiyor) ve romanda sanki oradaymış gibi gezmek isteyenlere kesinlikle önereceğim bir kitap.

Kitabın özeti bu şekilde peki benim yorumlarım ne?

Dan Brown'un tüm kitaplarında kötü kişiler olarak gösterilen kişilere açıkçası sempatim var. Neden mi? Çünkü genelde sosyal veya dünya sorunlarına çare bir çare bulmaya çalışan kişiler bunlar. Cehennemde de Bertnard Zobrist isimli bir bilim adamının dünya nüfusunun çok fazlalaştığı böyle giderse dünya üzerindeki kaynakların yetersiz geleceği çevre kirliliğinin inanılmaz boyutlara ulaşacağını düşünen bunların olmaması için dünyaya bir çeşit virüs yaymaya çalışan kişi olduğunu görüyoruz. Ayrıca kitabı okurken fark edeceksiniz bu virüs çok zekice tasarlanmış. Zaten bı kitabı okurken çok sık şaşıracaksınız. Özellikle Venedik'ten İstanbul'a geçerken.. Nedendir bilmiyorum ama o bölüm bana 2006 yılı yapımı Martin Scorsese'in yönettiği Leonardo Di Caprio ve Matt Damon'un oynadığı Köstebek filmini hatırlattı.

Son olarak okurken geçen mekanların isimlerini nette aratarak ve fotoğraflarına bakarak okunmasını kesinlikle tavsiye ediyorum. Ben yinede aşağıda romanda geçen yerlerden ve resimlerden fotoğraflar koyuyorum. İyi okumalar..